Okyanus kenarı olması çok daha farklı bir atmosfer katmış şehre.... İnsanları çoğu caddenin sokakların ortasında ellerinde sörf tahtaları çılgın dalgalarda sörf yapmaya gidiyorlar...
Şehri şöyle bir dolaştıktan sonra kalacak bir kamping bulabilmek için turizm ofisinden bilgi aldık ve şehre 5 km uzaklıkta İgueldo kampingde yer bulup yerleştik. Bu kamping şehre yakın tek kamping onun için başka da seçeneğimiz yoktu. Fakat oldukça güzel ve fiyat olarakta oldukça uygun bir kampingti. Biz 2 kişi çadır ve arabamız toplam 27 euroya 1 gece konakladık. Planlarımız da 3 gece konaklamak vardı fakat gece başlayan yağmur ve ertesi sabah kalktığımızda hava sıcaklığının 21 derece olmasından dolayı tatili kısa kesmek zorunda kaldık.
Yukarıda ki resimde gördüğünüz eserlere rüzgar tarağı adı verilmiş. Şehre giren rüzgarı dağıttığına inanılan bu eserler 2 sanatçının eseridir. Ve bir çok turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Şehir çok küçük olduğundan ertesi sabah öğlen kampingten ayrılıp şehri merkezine geldik ve etrafı iyice gezdik bir ara buraya kadar geldik okyanusta yüzmeden dönmeyelim dedik ama hava sıcaklığı pekte normal olmadığından ben bu fikirden hemen vaz geçsem de Murat yüzdü. Kumsalda oturup sörf yapanları seyrettik. Akşam saat 7 gibi St. Sebastiandan ayrıldık ve eve doğru yola çıktık.
Fransa sınırını geçtikten 10 km sonra St.Jean de Luz adlı küçük bir şehire geldik. Denizin üzerinde küçük bir köprüden geçerken koyda ki evler ve tekneler çok hoşuma gitti ve fotoğraf çekmek için durduk fakat sonra burası o kadar hoşumuza gitti ki heryeri iyice gezmeden ve akşam yemeğimizi yemeden ayrılamayacağımız anladık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder