12 Ekim 2010 Salı

Ekim 2008 - Hoşçakal İstanbul, Merhaba Toulouse


Tüm macera 12 ekimde başladı diyebiliriz. İlk defa uçakla yalnız seyahat edecek olmak beni biraz tedirgin etmişti. Sabah evde annem, babam, ablam, eşi, minik ufaklıkları, en yakın dostum Hilal ve eşi annemin hazırladığı müthiş güzel bir kahvaltı da buluştuk. Keyifli geçen kahvaltının ardından yola çıkma vakti gelmişti. Canım ailem sizi çok seviyorum iyi ki varsınız....

Yeni bir ülke, yeni insanlar her şeyden önce tek kelime dahi konuşamadığım FRANSIZCA !!!

Toulouse'a Türkiye'den direkt uçuş yapılmıyor. Bu yüzden öncelike İtalya Roma, burada 5 saatlik bir bekleyişten sonra Merhaba Toulouse ben geldim.......

Eşim Murat benden 1,5 ay önce buraya gelmişti. Okulun yurdunda kalıyor bir yandan da ev arıyordu. Devamlı olarak internetten bulduğu evlerin resimlerini bana yolluyordu. En sonunda ortak bir kararla şu an içinde oturduğumuz bu küçük (40metrekare) ama şirin eve yerleştik. Evimiz tam şehir merkezinde, kendimizi İstabul da istiklal caddesinin ortasında oturuyor gibi hissediyoruz. Sinemaya gitmek için filmin başlamasına 10 dk kala evden çıkıyoruz, restaurant, cafe ve barlar deseniz hepsi 5 dk uzaklıkta....

Burası Üniversite şehri, herkes genç, herkes dinamik, eğlenceli, aktif, hayat pek durmuyor burada özellikle perşembe, cuma ve cumartesileri durmak bilmeyen bir insan trafiği var bu güzel şehirde....




Geldim, yerleştim herşey çok güzel... Sıra geldi şehri keşfetmeye attım kendimi sokaklara o cadde, bu sokak arası bazen kaybolarak çok güzel gezdim. Hangi dükkanlarda neler var neresi ne satar çok keyifliydi.....

2-3 hafta sonra bir Fransızca kursu bulduk. Kursa başladığım ilk gün sadece “evet” ve “merhaba” demesini biliyordum. Kurs çok eğlenceli geçiyordu. Farklı ülkelerden bir sürü değişik insanla beraber olmak çok keyifliydi.


Hemen hemen her hafta sonu bazen şehir merkezinde bazende Toulouse civarında ki küçük ama hepsi birbirinden harika kasabaları gezerek vakit geçiyorduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder