23 Temmuz 2011 Cumartesi

23 Temmuz 2011 Cordes sur ciel

Zamanda yolculuk!

"Cordes sur ciel" burası Fransa'nın en önemli ortaçağ kentlerinden birisi...Kentin tarihi 13. yüzyıla kadar dayanıyor. Tüm evler 13. ve 14. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş. Görkemli gotik evler soylu aileler ve zengin tüccarlar tarafından yaptırılmış.1280-1350 yılları arasında kent altınçağını sürmüş. 14. yüzyılda yaşanan veba salgını dolayısıyla kentte büyük bir çöküş yaşanmış. Daha sonrasında savaşlarla birlikte bir çok kez yıkıma uğramış. 20. yüzyılda yeniden uyanan şehir şimdilerde Albi,Rodez ve Toulouse gibi şehirlere yakınlığından dolayı hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor. Bizde zamanda yolculuk yapmak için bu hafta sonu buradaydık. Tüm dükkanlar ve evler yüzyıllar öncesinden günümüze hiç bozulmadan gelmiş olması insanı büyülüyor. Tüm fotoğraflar zaten bunları anlatıyor.































































Girdiğimiz bir dükkanın içerisinde arka taraflara doğru ilerleyince dükkan sahibinin günlük işleri için kullandığı bu lavabo dikkatimi çekti. Zaten böyle bir kentte alışık olduğumuz tarzda bir lavabo görmemiz pek doğru olmazdı.









10 Temmuz 2011 Pazar

Temmuz 2011 Gaillac



Bugün Toulouse'a 1saat 20 dakika uzaklıkta ki Gaillac'a gittik. Arkadaşım Lyd ve ben ikimiz bu hafta sonu ne yapalım derken fikir Lyd'den çıktı. Öğlen saat 12 de tren garında buluştuk. Ben Türkiye'de trenle hiç yolculuk etmemiştim. Burada ise sadece bir defa trenle yolculuk ettim ve bu yüzden trenle gitmek fikri çok eğlenceli geldi. Tren garına gidip biletimizi otomatik makinadan aldık ve panadon trenimiz nereden kalkacak diye ararken trenle değilde otobüsle gideceğimiz öğrendiğimizde ikimizinde surat ifadesi görülmeye değerdi. Belki biz yanlış anlamış olabiliriz diye ısrarla görevliye Gaillac'a gideceğiz tren için bilet aldık diye tekrar tekrar anlatırken kendimizi şehirler arası otobüste bulduk. Sonradan anladık ki Toulouse Gaillac arası demiryollarında çalışma olduğu için tren seferi yapılamıyormuş. İnsanları mağdur etmemek içinde her yarım saatte bir karşılıklı otobüs seferleri düzenlemişler.
Kısa ve bunaltmayan bir otobüs yolculuğundan sonra Gaillac'a geldik. Burası ortağçağ atmosferini özenle koruyan bir şehir. Şehir merkezine tren garından 10 dakika yürüdükten sonra ulaşabiliyorsunuz. Şehir küçük ve oldukça sessiz....



Şehir merkezine ilk girişimizde bizi bu yapı karşıladı. "Hotel de Pierre de Brens" Pierre de Brens ailesi 13. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar bu evde ikamet etmişler. Pierre de Brens kim derseniz gerçekten bilmiyorum bilen birisi çıkarda beni de bilgilendirirse sevinirim. Daha sonraları bu bina 1825 ten 1850 yılına kadar hapisane olarak kullanılmış.




Bu bölgeye adı veren Tarn nehri...




Hepsi birbirinden eski bu evlere gerçekten çok güzellerdi. Yukarıda ki fotoğrafta görülen bu iki bina arasından akan nehir evin güzelliğine daha bir güzellik katmıştı.



Burasıda şehrin merkezi... Şehrin sembolü "horoz", bu çeşmede fiskiyenin üzerinde bir horoz figürü bulunmakta...




Hepsi birbirinden güzel ve eski sokaklarda dolaşmak çok keyifliydi.









Bu iki gelin arabası şehrin atmosferine bir nebzede olsa ayak uydurmayı başarmıştı.