12 Ekim 2010 Salı

Şubat 2009 Aix en provence - Marsilya








Şubat ayının son haftası Murat'ın cuma günü için izni vardı ve bunu cumartesi pazarla birleştirip 3 günlüğüne Marsilaya ve Aix en provence' sı görmek için yola çıktık. İnternetten çok uygun ve çok güzel bir otel buldum. Marsilya'ya giderken yolda tesadüfen görüpte durduğumuz bu dışarıdan kale görünüşlü ama içerisindeküçük bir şehir barındıran yapıya geldik.

Durupta gezmesek olmaz hem öğlen yemeği için hazırladığım sandviçleri yedik hemde şehrin içinde turladık. Bu kaleden şehrin içinde ne ararsanız var oteller, barlar, evler, kafeler....

Kalacağımız otel Ax en provence'daydı Bu yüzden Marsilya gezisini ertesi güne bırakıp bu şehri gezdik. Oldukça küçük bir şehir, 2-3 saat içerisinde sağı solu heryerini gezip bitirdik. Hava güneşli olduğundan tüm şehir sokaklara dökülmüştü. .

Ve ertesi sabah 30 dk lık bir yolculuktan sonra Marsilya ya ulaştık. Marsilya hakikaten büyük bir şehir Fransanın 2. büyük şehri özelliğini koruyor. Biz İstanbul'da doğup büyüyen bir çiftiz ve ikimizde deniz olmadan yaşamanının biraz zor olduğunu artık daha iyi anlıyoruz. Bu yüzden denizi görünce ilk defa görüyormuş gibi sevindik hemen soluğu deniz kenarında aldık. Denizle selamlaşıp hasret giderdikten sonra ilk olarak turizm ofisine uğrayıp bir harita aldık. Ve turumuza deniz kenarından başladık.

Balıktan dönen teknelerin yanaşmalarıyla hemen oracıkta balık pazarı kuruldu taze taze balıklar alıcılarını beklediler.


Notre dame de la garde kilisesi marsilyanın en yüksek tepesinde bulunuyor. Buraya gitmek için yokuş çıkmayı göz önüne alamadığımızdan otobüse bindik. Buradan tüm şehri yukarıdan seyredebiliyorsunuz. Bu kilise bu güne kadar gezdiğim kiliseler içinde en ferah olanıydı diyebilirim. Oldukça yeniydi, etrafta bir sürü çiçekler tavanlardan aşağıya sarkıtılmış ipe dizili ahşap yelkenliler ve resmini gördüğünüz ilginç duvar vardı.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder